Image
Kanser hastalığı süreçlerinde kişiye ve/veya yakınlarına psikolojik destek

Kanser Hastalığında Neden Psikolojik Destek Almalıyım ?

Yaşamı ciddi şekilde tehdit eden bir hastalık olan kanser, kendi doğasına özgü çok sayıda stres yükleyici unsuru içinde barındırmaktadır. Aniden kopan bir fırtına gibi hastanın hayatına giren kanser gerçeğini kabullenip mücadeleye “başlamak” bile kendi başına zorlayıcı bir aşamadır. Tedaviye başlama kararı veren hasta kanser hastalığının kendisi ile medikal bir mücadele verecek; ortaya çıkan tedavi yan etkileri yahut organ kaybı gibi kalıcı etkileri göğüslemeye çalışacak ve bu etkilerin bedeninde, duygu dünyasında, düşüncelerinde açtığı yaraları sarmaya çalışacaktır. Diğer taraftan günlük yaşamında iş, okul, aile ve arkadaşlık ilişkilerindeki rutinlerin bozulmasının iç ve dış dünyasında oluşturduğu negatif etkilerle baş etmeye uğraşıp yeni normaller yaratmaya çalışacaktır. Bu hastalıkla pek çok belirsizlik içinde uzun süreli bir mücadele veren hasta, kanser hastalığı tedavi edildiğinde bu kez de tedavi sonrası hayata yeniden uyumlanmak zorundadır. Tedavi nedeniyle ara verdiği okul veya iş yaşamına yeniden adapte olmaya çalışacak, günlük yaşamını ve diğerleriyle olan ilişkilerini yeniden düzenleyecek, rutin kontrollerini yaptıracak, bu kontroller sırasında ortaya çıkabilecek nüks korkusu ve kaygı ile baş etmeye çalışacaktır. Kanser hastalığı ile mücadele etmek zorunda kalan kişiler kısaca bahsedilen bu bağlamda strese bağlı semptomlar geliştirme yönünden yüksek risk grubunda yer alırlar ve genellikle kaygılı, çaresiz, umutsuz ve öfkeli hissedebilirler, diğerleriyle ilişkilerinde zorlanma yaşayabilirler. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki; kanser hastalığı sürecinde psikolojik olarak güçlü olmaya devam eden, aile ve çevresiyle ilişkilerini sağlıklı ve güçlü olarak devam ettiren kişiler tedaviye daha iyi yanıt vermektedirler. Bu nedenle, büyük bir zorlanma anını beklemeden psikolojik destek alma yoluna gitmek yerinde olacaktır. 

Ayrıca kanser hastalığı; şüphe üzerine hekime ilk baş vurulduğu andan itibaren, tanı konma, tedavi süreci ve hastalığın ortadan kalktığı dönem dahil tüm aşamalarında kişilerde yas tepkileri ve davranışlarına neden olabilmektedir. Genel bir ifadeyle söylenirse bir kayıp yaşamış olan her insan, farkında olsun veya olmasın, az ya da çok yas tepkileri gösterecektir. Bedeninde ve günlük yaşamında eski normallerini kaybetmiş olan hasta şok, içinde bulunduğu durumu inkar, öfke, derin üzüntü, suçluluk ve kaygı gibi ortaya çıkan zorlu duygu ve düşüncelerden bunalma ve bunları düzenleyememe ihtimaliyle yüz yüze kalmakta ve tüm bunlar davranışlarına ve diğerleriyle ilişkilerine yansıyabilmektedir. Örneğin, kişi hastalığın “gerçek” olduğunu, bunun kendi başına geldiğini kabullenmekte güçlük yaşıyorsa bu, hastanın bir yas belirtisi gösteriyor olduğu anlamına gelir. Bu durum son derece normal olmakla birlikte hastanın tedaviye başlamakta gecikmesine yahut belki de tedavi olmayı reddetmesine neden olabilir. Bu ve benzeri durumlarda yas danışmanlığı çerçevesinde verilecek psikolojik destek kişinin hastalıkla baş etme becerilerini güçlendirecek ve tedaviye uyumu arttıracaktır. Hastalıkla baş etme becerilerini sekteye uğratabilecek psikolojik komplikasyonlar ne kadar kısa zamanda ve etkili şekilde giderilirse tedavide o derece iyi yol alınmış olur. Bu yüzden kanser hastalığıyla mücadele veren kişilerin gerekli olduğunu düşündükleri durumlarda psikolojik destek almaktan kaçınmaması önemli ve gereklidir.




Kanser Hastalığında Bakım Veren Hasta Yakınını Anlamak

Hasta olduğumuzda bakımımızı, herhangi bir maddi karşılık beklemeden gönüllü olarak üstlenen kişi “hasta yakınıdır”. Sevdiği kişinin yanında olma arzusuyla hareket eden hasta yakını genel olarak tedavi sürecinin tümünün içindedir ve hastalık sürecinde pek çok alanda mücadele verir:

  • Tedaviyle ilgili önemli kararlar alırken hasta bireye destek olmada
  • Hekim ve sağlık personeliyle olan iletişimi iyileştirmede
  • İlaçların takibinde
  • Hasta bireyin aksayan günlük yaşam sorumluluklarının takibinde ve telafisinde
  • Maddi kaynaklar konusunda
  • Aile içi iletişimde ve iletişim sorunlarında
  • Çevreyi tedavinin seyri konusunda bilgilendirmede

Diğer yandan, bir hasta yakınının ayrıca kendi kişisel hayatının sorumluluklarını da yerine getirmekle uğraştığını unutmamak önemlidir.

Özellikle uzun soluklu tedavi gerektirebilen hastalıkların (örneğin; kanser hastalığı) maddi ve manevi zorlayıcı doğası hasta yakınlarında bazı psikolojik komplikasyonlara neden olabilmektedir. Bu nedenle en sık karşılaşılaşılan durumlar;

  • Hastalığı kabullenmekte zorluk yaşama (Bu neden benim eşimin başına geldi?vb.düşünceler)
  • Kaygılı hissetme
  • Tükenmiş hissetme
  • Uyku bozuklukları
  • Öfke kontrolü sorunları
  • Konsantrasyon güçlüğü
  • Çeşitli psikosomatik şikayetler
  • Sevdiği kişinin acısına tanıklık etmekten kaynaklanan çaresizlik ve umutsuzluk hisleri

Hastalık ve tedavi sürecinin hasta yakını üzerinde oluşturabileceği olası olumsuz psikolojik etkiler çoğu zaman gözümüzden kaçabilmektedir. Kişi gönüllü olarak bu sürece katılmıştır ancak zaman zaman onun da desteğe, suçluluk duymadan dinlendirilmeye, kendine vakit ayırmaya ve motivasyona ihtiyacı vardır. Önemle belirtmek gerekir ki; hasta yakınının uyumlu bir pozisyonda olması hastanın da tedaviye uyum sürecini doğrudan etkilemektedir. Hastalık ve tedavi sürecinde psikolojik baskı yaratan durumların psikolojik rahatsızlıklara neden olmadan sağlıklı biçimde çözümlenebilmesi için tıpkı hastalığa yakalanan bireyler gibi hasta yakınlarının da büyük bir kırılma anını beklemeden psikolojik destek almaları önemlidir ve ihmal edilmemelidir.