Yas Nedir ?

Yas… sevdiğimiz biri öldüğünde veya bir şey kaybolduğunda deneyimlediğimiz her şey…
Bazı ıstıraplardan kaçınmak mümkün değil; sevdiğimiz birinin ölümü, boşanma, ayrılık, önemli sağlık sorunları, iş kaybı, sona ermiş gebelik… Konusu ne olursa olsun “kayıp ve yas” tüm insanlığın ortak deneyimlerinden biri. Yaşam yolculuğunda bir yerlerde şu ya da bu şekilde kayıpla karşılaşmamış ve yası deneyimlememiş bir insan düşünmek zor. Diğer yandan, yası deneyimleme yolumuz parmak izlerimiz kadar kendimize özel. Öylesine özel ki; aynı kişiyi kaybetmiş iki insanın yası bile birbirinden tamamen farklı. Her birimiz kendi yasımızı kendimize has duygularla, kendimize yeten sürede ve tamamen kendi ihtiyaçlarımıza göre yaşıyoruz çünkü hepimiz birer birer çok özeliz, tıpkı kaybımız gibi. Yas, sevdiğimiz birinin veya bir şeyin kaybına verdiğimiz doğal bir tepkidir ve yas zaman zaman;

• kafa karışıklığıdır…
• inanamamaktır…
• öfkedir… 
• ne yöne gideceğini bilememektir…
• şunu yapmamıştım veya bunu yapmıştım diyerek kendini suçlamaktır… 
• kendi gibi hissetmemektir…
• nefessiz kalmış hissetmektir…
• kaygıdır…
• hayatın hiçbir şey olmamış gibi devam etmesinden nefret etmektir…
• yorgun hissetmektir…
• bazı kokuları duyduğunda üzülmektir…
• sabah uyandığında her şeyin eski haline dönmüş olmasını dileyerek uyumaktır…
• çok özlemektir…
• yolda O’nu gördüğünü zannetmektir…
• sana seslendiğini duyduğuna adın kadar emin olmaktır…
• çalmayan telefonu kulağına götürüp kaybettiğinin sesini bir kez daha duymayı ummaktır yas ve bunu kimselere söyleyememektir, aklını yitirdiğini zannetmektir… 
• zaman zaman “artık yaşamın ne anlamı kaldı ki” dedirten şeydir yas… 
• bize en büyük soruları sordurandır yas… 
• şimdi, bu kayıptan sonra BEN KİMİM? dedirtendir.